KARAMAN TARİHİ
Karaman ve çevresinin M.Ö.8000 yıllarında yerleşik iskana sahip olduğu ortaya konulmuştur. İl, Hititler zamanında bir askeri ve ticaret merkezi olmuş daha sonra Firigya ve Lidya'lıların egemenliğine geçmiş, M.Ö.322 de Yunan Kralı Perdikkos ve Filippos'un işgaline ve talanına uğramıştır.
Karamanoğulları Anadolu Selçuklu Devletinin zayıflamasından ve yıkılmasından sonra bağımsızlıklarını ilan edip Karamanoğlu Devletini kurmuşlardır. Karamanoğulları OĞUZ'ların SALUR boyuna mensuptur.

Şehir Klasik dönemlerde Larende olarak bilinir. 1256'da Karamanoğulları devletinin başkenti olan Larende, Cumhuriyetin ilanından sonra Konya iline bağlı olarak Karaman adını almıştır.
Karamanoğlu Mehmet bey Konya civarında Moğollarla yaptığı savaşı kazanarak Konya'yı moğol işgalinden kurtarmış ve Karamanoğlu Devletinin başkenti yapmıştır. O tarihlerde Anadolu Selçuklularının resmi dili Arapça, edebiyat dili Farsça idi. Yönetenlerle yönetilenler arasında dil konusunda büyük farklılıklar meydana gelmişti. Dil farkı büyük reaksiyonlar doğurdu. Hacı Bektaş Veli, Tapduk Emre, Yunus Emre, Aşık Paşa, Sarı Saltuk ve Karamanoğlu Mehmet Bey başta olmak üzere daha birçok kültür tarihinin büyük simaları Türk kültür ve medeniyetinin tahrip edilmekte ve yok edilmekte olduğunu görerek, siyasi ve kültürel taarruza geçmişlerdir. Karamanoğlu Mehmet Bey Türk Milliyetçilik tarihine altın harflerle yazılması gereken 13 Mayıs 1277 yılında yayınladığı bir fermanla Türkçe'nin zaferini sağlamıştır. Bu fermanla "Bu günden sonra hiç kimse sarayda, divanda, meclislerde ve seyranda Türk dilinden başka dil kullanmaya" diyerek Türkçe'den başka konuşulan ve yazılan dilleri yasaklamıştır.
Bugün Karaman halkının civar yerleşim bölgelerine nazaran daha düzgün bir lisan kullanmasını bu fermanda aramak lazımdır.
Karamanoğulları devletinin sınırları, en güçlü olduğu zamanlarda, Karaman, Konya, Sivas, Kayseri, Niğde, Adana, Antakya, Silifke, Anamur, Mut, Gülnar, Alanya, Gazipaşa, Antalya, Isparta, Beyşehir'e kadar uzanıyordu.
Karamanlılar kuvvetli düşmanlarının karşısında sarp yerlere bilhassa Toros dağlarına çekilerek korunurlar ve tehlike geçince tekrar İçel ve Larende (Karaman) tarafına geçerlerdi. Geçitler vasıtasıyla Konya'ya ulaşan ticaret kervan yollarını kontrol eden Karamanlılar, Ceneviz, Kıbrıs ve Malta tacirlerinden aldıkları vergiler ile mühim bir gelir temin ediyorlardı. Lamos, Silifke, Anamur, Manavgat gibi kendilerine ait limanlardan tahsil ettikleri gümrük resmi önemli gelirlerdendi. Karamanoğullarının Alaaddin Bey'den itibaren hedeflerinin gümüş sikkeleri görülmektedir.
Hıristiyan alemi tarafından kutsal sayılan ve antik şehir olarak bilinen Derbe kenti Avrupalı hıristiyan turistlerin dikkat ve ilgisini çekiyor. (Derbe Karaman'a bağlı Aşıran köyü yakınlarında yer alır) Hıristiyanların Hz. İsa Peygamber'den sonra kendilerine dini lider olarak bildikleri Michael Derbe'de yatmaktadır. Burayı ve Micheal'in kabrini ziyaret edenler Hıristiyan inancına göre kendilerinin hacı oldukları edinilen bilgiler arasındadır.
Karaman 15 Haziran 1989 tarihinde Türkiye'nin 70. Vilayeti olmuştur. |
KARAMANDA TURİZİM
Karaman Kalesi: 12. asırda, Selçuklu Devleti döneminde inşa edilmiştir. Dış kale ve iç kale olmak üzere iki yapıdan oluşmuştur, ancak günümüze sadece iç kale gelebilmiştir.
Karaman Kalesi, Türkiye'nin en gösterişli kalelerinden biridir.
Ermenek Kalesi: Doğal mağaralar da bulunduran Ermenek Kalesi, sığınak ve zindan olarak da kullanılmıştır. Karamanoğulları Beyliği'nin ilk kalesidir.
Mennan Kalesi: Ermenek'te yer alır.
Mennan Kalesi, dik bir dağın üzerinde yer alır ve kayalarla inşa edilmiştir. Pir Ahmet Bey kendini bu kaleden atarak intihar etmiştir.
Aktekke Cami: Karamanoğulları döneminde, tamamen kesme taş kullanılarak yapılmış olup , büyük tek kubbeli ve yüksek minareli bir camidir.
Binbir Kilise: Şehirden 50 kilometre uzaklıkta, Karadağ eteklerinde yer alır. Burada birçok kilise bulunmakta olup, bu nedenle ismi bu şekilde bilinmektedir.

Manazan Mağaraları; Karaman İli Taşkale Kasabası sınırları içerisinde bulunan ve Yeşildere Vadisinin kuzeyindeki kireç taşı arazide yüksek bir kaya kütlesine, tamamen insan eli ile oyulmuş beş katlı toplu meskenlerden oluşmaktadır. İlk iki katı, hücre şeklinde birçok odacıktan oluşmaktadır. Ortada bulunan yüksek kaya kütlesi içerisine oyulan diğer katlar yörede sırayla Kumkale, At Meydanı ve Ölüler Meydanı olarak adlandırılmaktadır. Üst katlara dar koridor ve bacalarla çıkılmaktadır. Her katın ortasında büyük galeriler ve bu galerilere açılan hücre odacıklar bulunmaktadır. İlk iki katta birçok mezar odası ve iki şapel tespit edilmiştir. Ayrıca en üst kat olan ve Ölüler Meydanı olarak adlandırılan galeride birçok ceset parçaları tespit edilmiştir. Buradan elde edilen Bizans Dönemine tarihlendirilen bir kadın cesedi Karaman Müzesinde sergilenmektedir. Manazan Mağaralarının Kil oranı yüksek kireçtaşı içerisinde ısı ve nemin sabit tutması nedeniyle organik maddelerin bozulmasını geciktirmektedir. Mağaralar güvenlik nedenlerinin yanında bu ısı ve nemi sabit tutma özellikleri nedeniyle oyulmuş ve kullanılmış olmalıdır.

Taşkale beldesinde killi kireç taşından, yüksek bir kaya üzerine tamamen
insan eliyle yapılan tahıl ambarları, 250'den fazla mağaradan oluşuyor. Tek ya
da iki odalı ambarlara, kaya yüzeyinde bulunan nişlere tutunularak çıkılıyor.
Makara sistemiyle taşınan tahıllar, killi kireç taşının nemi ve ısıyı sabit
tutması sayesinde uzun süre bozulmadan muhafaza edilebiliyor. İlk örnekleri
erken Hristiyanlık döneminde yapılmaya başlandığı sanılan ambarların en yeni
olanının ise en az 150 yıllık olduğu belirtiliyor.


Karaman İli Merkez Taşkale Kasabasının 9 km güneyinde yer alan, İncesu Deresinin doğu yamaçlarında 1356 metre uzunluğunda doğal ve uzun bir mağaradır. Mağaranın içinde görsel açıdan zenginlik oluşturan çok sayıda sarkıt, dikit ve traverten havuzlar bulunmaktadır. Mağaranın girişi üzerinde bulunduğu tepenin eteklerinde küçük ve dik bir delik halindedir. Mağaranın yakın çevresinde yer alan diğer kaya sığınaklarının bulunduğu bölümlerde Roma devrine ait küçük bir yerleşmeye ait izlere rastlanmaktadır.
KARAMANIN KÜLTÜREL DEĞERLERİ
Karamanoğlu Mehmet Bey Karamanoğulları'nın ikinci beyi
Kerimü’d-din Karaman’ın oğludur. Doğum tarihi belli olmayıp ölümü
1280’dir. Mehmet Bey askerî ve idarî yönden bilgili bir devlet adamı idi. Bilim adamlarını etrafına toplayıp onlara büyük önem vermiştir.
XIII. yüzyıl ortalarında Selçuklular, genellikle edebi dil olarak
Farsçayı, devlet işlerinde
Arapçayı kullanırlardı. Halk ise öz dilleri olan
Türkçeyi kullanıyordu. Mehmet Bey millet olarak birlikte yaşamanın ilk şartı olan dil birliğinin sağlanmasının gerekliliğine inanıyordu. Bu birliği gerçekleştirmek için Toroslar üzerinde yaşayan bütün Türkmen boylarını çevresinde toplayarak bir ordu oluşturdu
"Şimden gerü hiç gimesne divanda, dergahda, bergahda ve dahı her yerde Türk dilinden özge söz söylemeye."
Günümüz Türkçesi ile "Bugünden sonra hiç kimse divanda, dergahta, bergahta, mecliste ve meydanda Türkçeden başka dilde söz söylemesin." 13 Mayıs 1277
13 Mayıs 1277
|
Yunus Emre'nin hayatı hakkında bildiklerimiz son derece sınırlı, bu konuda bilgi ve belge yok denecek kadar azdır. Kendi eserlerinden çıkartılabilen bazı bilgiler, çoğu menkıbevi kaynaklara ait kimi anlatılar ve kimi kaynaklarda rastlanan birkaç bilgi kırıntısı onun hayatı hakkındaki bilgilerimizin esasını oluşturur. En temel bilgimiz ise 13. yüzyılın ikinci yarısı ile 14. yüzyılın ilk çeyreğinde yaşamış olduğudur
|
KARAMAN IN YEMEK KÜLTÜRÜ
En güzel tatlılar...
Leziz yemek.....
En güzel yemekler....
"KARAMANIN KOYUNU SONRA ÇIKAR OYUNU "
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder